23 Ağustos 2020 Pazar

70. Yıl Özel GP

F1 Dünya Şampiyonasının 70. Yılını kutladığımız 70. Yıl Grand Prix’sinden ve yine Silverstone’dan herkese merhaba. Sürücülerden çok takım patronlarının konuştuğu, paddockta dedikodu kazanlarının kaynadığı ve kılıçların çekildiği bir hafta sonuna hep beraber bir göz atalım.

            70. yıl haftasında belki de eski yarışları, nasıl bugünlere geldiğimizi, araçların nasıl böyle olağanüstü derecede geliştiğini konuşabilecekken daha ilk günden Racing Point kararıyla gündemimiz başka şeylerle meşgul olmaya başladı. Aslında iyi ki de meşgul oldu çünkü FIA’nın bazen çıkarlarını korumak için ne kadar saçma kararlar verebileceğini tekrar görmüş olduk.

            Racing Point’in aracını ilk tanıttığı anda bizler gibi takımlar da tabi ki bu aracın 2019 Mercedes’ine ne kadar benzediğini gördüler. Kış testlerinde araç 2020 Mercedes hariç gridin geri kalanından iyi performans gösterince takımların homurdanmaları da arttı ve aracın legalliğini sorgulamaya başladılar. Resmi soruşturma için ilk hamlenin gelmesi ise biraz zaman aldı. Geçtiğimiz temmuz ayında, Steiermark GP’sinden sonra Renault, Racing Point araçlarının ön ve arka fren soğutma borularının kurallara uygunluğu ile ilgili FIA’ya şikayette bulundu. 2019 Mercedes aracından ve 2020 Racing Point’inden ilgili parçaları aldı ve süreci başlattı. Ancak bu süreç hızlı işlemediği için sonraki 2 yarış için de şikayette bulunan Renault sonunda aradığı cevabı 70. Yıl GP’si öncesinde aldı. Ancak bu cevap ne Renault’yu ne Racing Point’i ne de gridin geri kalanını memnun etti. FIA, Racing Point’e arka fren soğutma borularının üretim sürecinin kurallara uygun olmadığı gerekçesiyle markalar şampiyonasından düşülmek üzere araç başına 7.5 puan silme cezası ve toplamda 400.000 euro para cezası verdi. Ancak bu sadece Steiermark GP’si için verilen ceza. Macaristan ve Britanya GP’si için sadece uyarı vermekle yetinildi. FIA konuyla ilgili uzun bir gerekçeli karar yayınladı. Bu karara göre Racing Point Mercedes’den ön ve arka soğutma borularının çizimlerini ve verilerini geçen sezon almış ve hatta ön fren soğutma borularını RP2019’da kullanmış. Fren soğutma boruları 2020 sezonu itibariyle takımlarının kendilerinin üretmek zorunda olduğu liste parçalardan olduğu için 2019 yılında ön fren soğutma borularının kullanılmış ve Mercedes’ten çizim ve veri alınmış olması herhangi bir kuralın ihlali anlamına gelmiyor. FIA 2020 aracında kullanılan bu parçanın 2019 aracındakinin geliştirilmiş versiyonu olduğu gerekçesiyle ön fren soğutma borularının kuralları ihlal etmediğine karar verdi. Asıl sorun arka fren soğutma borularına geldiğimizde başladı. Bunu nasıl açıklayacağımı ben de bilmiyorum çünkü FIA o kadar saçma şeylerden abuk sabuk bir sonuca varmış ki anlamak oldukça zor. Yine de açıklamaya çalışacağım. FIA gerekçeli kararında RP20’de kullanılan arka fren soğutma borularının 2019 aracında kullanılmadığını ve orijinalinde Mercedes’e ait olan 2020 araç tasarımında Racing Point’in tasarım çabası çok sönük kaldığı için bu aracın Racing Point tasarımı değil bir Mercedes tasarımı olduğunu belirtti. ²Mercedes’in tasarımını kullanarak Racing Point diğer alanlarda daha çok çalışma fırsatı bulmuş ve rakiplerine karşı avantaj elde etmiştir² diye de ekledi. Bu nedenle Racing Point’in ²Mercedes aracını dış görünüşüne bakarak, gördüklerimizle kopyaladık, veri almadık.² savunması da reddedildi. Her ne kadar Toto Wolff bazı rakip takımların 3D kameralarla kendi araçlarını kaydettiklerini ve tasarımlarını kopyalamaya çalıştıklarını söylese de gridin geri kalanının haline bakınca ²3D kamerayla görüntülemeseler nasıl olacaklardı acaba?² diye sormaktan kendinizi alamıyorsunuz. Bir başka üzerinde durulan konu ise Racing Point’in 6 Ocak’ta Mercedes’ten 2019 aracının arka fren soğutma borusu sisteminin parçalarının alınmış olması. Racing Point cephesinden yapılan açıklama, bu parçaların testlerde kullanılmak üzere, kendi ürettikleri parçaların yetişmemesi ihtimaline karşı Mercedes’ten istendiği yönünde. Racing Point yaptığı savunmada bu parçaların 2020 sezonunda liste parça statüsüne gireceği ve 2020 sezonu hükümlerinin de ilk yarışın ilk antrenmanlarından 24 saat önce yürürlüğe gireceğini belirtti. Ancak FIA bunun söz konusu olmadığı ve kuralların 1 Ocak 2020 itibariyle yürürlüğe girdiği gerekçesiyle bu savunmayı da çürüttü. Ancak bu alışverişin kesin bir ihlal sayılamayacağına hükmetti. Çünkü bu ihlal sayılsa hem Racing Point hem de Mercedes ciddi cezalarla karşı karşıya kalırdı. Sonuç olarak FIA Racing Point aracının teknik değil sportif kuralları ihlal ettiğine hükmedip onları yarışlardan diskalifiye etmedi. FIA, RP20’nin arka fren soğutma borularının dizayn sürecinde kurallara uyulmadığı ancak takımdan sezonun bu noktasında yeni bir fren soğutma borusu tasarlaması beklenemeyeceği için bu parçayla yarışlara devam edebileceği ancak bu parça ile çıktığı her yarış sonrası kınama cezası alacağı sonucuna vardı. Ancak aynı FIA kararın bir bölümünde aracın arka fren soğutma borularının yasal olduğu ancak bunların dizayn sürecinin yasal olmadığını belirtmişti. Yasal olmayan bir dizayn süreciyle üretilen parçanın da yasal olmaması ayrı bir konu, yasal bir parçayı kullanan Racing Point neden her yarış kınama cezası alacak o zaman? Tabi ki hiçbir takım bu karardan memnun kalmadı. Eğer ortada yasal olmayan şekilde alınmış bir parça varsa bunun araçtan çıkarılması gerekir. Çünkü zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur. Ortada milyonlarca dolarlık ödüller varken ve özellikle şimdi takımlar pandemi nedeniyle gelir kaybetmişken hiçbir takım Racing Point’in kullanmaması gereken bir parçayı kullanarak elde edeceği puanları ve dereceleri sildirmekten geri kalmaz. Nitekim Renault, Ferrari, McLaren ve Williams karar aleyhine başvuruda bulundular. Burada sanırım Williams’ın başvurusu insanları biraz şaşırtmış olabilir. Çünkü Williams’ın Mercedes’le çok sıkı ilişkisi var. Hem motor hem sürücü desteği alıyorlar. Ayrıca Toto Wollf de Williams da hisseye sahip. Ancak en kötü döneminde bile kendi aracını tasarlamaya çalışan, hatta geçen sezon kış testlerine aracını zar zor yetiştiren Williams da haklı olarak birilerinin gelip kolay yoldan tüm emeklerinin üzerine konmasını hazmedememiş olsa gerek. Racing Point cephesi ise isimlerinin haksız şekilde lekelendiğini düşünüyor ve çok sinirli. Onlar da kendilerini temize çıkarmak için başvuruda bulundular. 

Racing Point yarış hafta sonunun haber kaynağı gibiydi. Takım cephesinden gelen diğer bir haber ise Perez’in test sonucunun tekrar pozitif çıkması ve yarışa Hülkenberg’in çıkacak olmasıydı. Geçtiğimiz hafta Perez’in karantina süresinin 10 mu yoksa 7 gün mü olduğu konusunda İngiliz otoritelerle epey tartışmaya giren Racing Point sonunda istediğini alıp İngilizleri 7 güne ikna etmiş olsa da sürücüsünün testi tekrar pozitif gelince mecburen Hülkenberg’e dönmek zorunda kaldı. 

            Biraz da pist üzeri aktivitelerden bahsedelim. Pirelli, geçtiğimiz haftanın aksine bu hafta bir set daha yumuşak lastik grubuyla Silverstone’a geldi. Bu tercihin ne kadar yanlış olduğu daha antrenmanlarda kendini göstermeye başladı. Yumuşak hamur ile piste çıkan her pilot sıralama simülasyonu turunda daha tur bitmeden, yarış simülasyonunda da birkaç turun ardından lastiklerin baloncuklanmaya başladığından şikayet ettiler. Böylelikle biz de yarışta bu lastiği kullanmamak için ellerinden geleni yapacaklarını anladık. 

            Antrenmanlarda geçtiğimiz haftadan çok da farklı bir durum izlemedik. Sadece McLarenler lastik kullanımını yönetmekte biraz sıkıntı yaşadılar. Renaultlar hızlı göründü. Vettel yine aracıyla boğuştu, hatta motor arızası sebebiyle yolda kaldı. Bu yüzden cumartesi gününe iki Ferrari de yepyeni motorla günaydın dedi. 

            Sıralama turlarının ilk bölümünde elenen isimler arasında bence sürpriz yoktu. 3 keredir Q2’ye kalmayı başaran Russell, Williams’ı yine Q2’ye taşıdı. Kvyat kendisini elenmekten kurtardım diye düşünse de attığı turda pist sınırlarını ihlal edince turu silindi ve kendisini elenme bölgesinde buldu. Kvyat’a iki Alfa Romeo, Latifi ve Magnussen eşlik etti. Q1’in en önemli olayı ise Russell’ın hızlı turunda önüne çıkan Ocon’un aldığı 3 sıra grid cezası oldu. Q2’de ise aslında beklediğimiz ama yine de olunca şaşırdığımız bir hadise oldu. Yumuşak hamur lastikten istenilen verim alınamadığı ve Q2’deki hızlı turlarında kullandıkları lastiği eğer Q3’e kalırlarsa yarış başında kullanmak zorunda oldukları için takımlar hızlı turlarına orta hamur lastikle çıktılar. Ancak bu set lastikle istediği turu atamayan Sebastian Vettel son turuna yumuşak hamur lastikle çıktı. Yine de istediğini alamayan Vettel kendinin ve aracın her şeyini verdiğini iddia ettiği tur sonucunda ancak 12. sırayı alabildi ve elendi. Bir başka şaşırtıcı olmayan ama şaşırtıcı sonuç da Sainz’ın elenmesi oldu. Şaşırtıcı çünkü McLaren bu sene oldukça iyi yarış hafta sonları geçiriyor. Şaşırtıcı değil çünkü tüm antrenmanlarda daha yumuşak set lastiklerin yönetiminde zorlandılar. Zaten Norris de son sıradan Q3’e kalabildi. Redbull’dan ise ertesi günkü yarışın kaderini etkileyebilecek bir hamle geldi. Max Verstappen’e hızlı turunu sert hamur lastikle attıran ve Q3’e kalmayı başaran Redbull, böylece çabuk aşınan orta hamur lastikten de en azından yarışın başı için kurtulmuş oldu. Q3’te ise Mercedesler arasında pole’ü kim alacak atışmasının ardından pole 0.063 saniye farkla Valtteri Bottas’ta kaldı. İlk haftasında araca alışmakta zorlansa da ikinci haftada iyi işler başaran Hülkenberg 3. sırayı alıp herkesi yine ²acaba podyum yapar mı?² diye düşündürdü. Renault’dan Ricciardo ve Alpha Tauri’den Gasly 5 ve 7. sırayı alırken onlar Stroll ayırdı. Leclerc ise Ferrarisi ile 8. sırada kaldı. 

            Bu sezon olaysız start izlemeye oldukça alıştık. 70. yıl GP’si de bu olaysız startlardan birine sahne oldu. Startın tek olayı Sebastian Vettel’in ilk virajda kerb üzerinde patinajda kalarak yarım spin atması oldu. Bu hatası Alman pilotu son sıraya kadar düşürdü. Oysa gayet de iyi start almış ve kendisini 10. sıraya çıkarabilecek bir yere aracını konumlandırmıştı. 

            Ön sıralara baktığımızda yarış lideri Bottas ve Hamilton Brooklands’a yaklaşırken yan yana geldiler ancak Bottas virajı dönerken önde kalmayı başardı.  Max Verstappen’in daha sert hamur lastiğe sahip olmasına rağmen Hülkenberg’den daha hızlı start alarak 3. sırayı elde ettiğini gördük. Ricciardo da 3. virajda Hülkenberg’i zorlasa da 4. viraj çıkışında yavaş kalınca Stroll’e de geçilmiş oldu. Leclerc 3. virajda bir ara Gasly’nin yanına kadar gelmiş olsa da sonrasında yavaş kaldı ve peşpeşe Norris ve Albon’a geçildi. 

            Yarışta ilk pitler 7. turda, oldukça erken başladı. Albon’u erkenden pite alan Redbull hem rakiplerinin önüne geçmeyi hem de Albon’u trafikten kurtarmayı amaçladılar. Redbull’un bu hamlesine Alpha Tauri de Gasly’yi pite alarak cevap verdi. Albon’un önünde piste dönen Gasly böylece Redbull’un kendilerini pitte geçme planını etkisiz hale getirmiş oldu. Bu ikiliyle yarış halinde olan Norris ve Leclerc ise beklemeyi ve daha uzun bir ilk bölüm geçirmeyi hedeflediler. İki takım da taktiklerinde başarılı oldu ve Norris 13. turda pitten çıktığında Gasly’nin önündeydi, Leclerc de 19. turda pitten çıktığında Norris’in hemen ensesinde, Gasly’nin önündeydi. 20. turda 4. virajda içeri dalarak Norris’i de geçen Leclerc böylece kaybettiği bütün sıraları almış oldu. Geçen hafta olduğu gibi bu haftada lastik yönetiminde iyi olan Leclerc, yarıştaki tek pitstop yapan nadir pilotlardan biriydi. Ferrari’nin bu hamlesi Monakolu sürücüyü Racing Pointlerin de önüne koydu ve yarışı 4. bitirmesini sağladı. 

            Mercedeslerin lastiklerin henüz yarışın başında sorun çıkarmaya başladı. Bottas da Hamilton da sol lastiklerine dikkat etmeleri konusunda uyarıldı. Ancak bu arada sert hamur lastikleriyle ritim bulan Verstappen arkalarında farkı kapatmaya başlamıştı. Hamilton’ın DRS mesafesine girdiğinde takımdan ²Hamilton’a çok yakın gidiyorsun, biraz mesafe bırak ve lastiklerini koru.² uyarısı alan Verstappen takımına sinirlendi ve ²Tüm sezon boyunca onlara en yakın olduğumuz an, şu an. Babaanne gibi geriye çekilip oturmayacağım.² diye isyan ederek tam güç rakiplerine saldırmaya devam etti. Ancak Verstappen’in liderliği alması için geçiş yapmasına bile gerek kalmadı çünkü 13. turda Bottas, 14. turda Hamilton pite alınınca Hollandalı sürücü de lider olmuş oldu. Bu dakikadan sonra temposunu iyice artıran Verstappen oldukça hızlı turlar atmaya başladı. Pite girdiği 27. turda Hamilton’la arasında pitstopta kaybedeceği kadar zamanı oluşturmuştu. Pitte her ne kadar istemese de orta hamuru takan Verstappen, Bottas’ın hemen arkasında yarışa döndü. Birkaç viraj ilerde, Luffield’da da dışardan Bottas’ı geçerek liderliği tekrar elde etti. Orta hamur lastikte yalnızca 8 tur kalan Verstappen, Bottas’la 33. turda aynı anda pite girdi ve yarış sonuna kadar kullanacağı sert lastikleri taktı. Bu noktadan sonra ise rahat bir şekilde finish’e kadar yarışı kontrol altında götürdü.

            İlk pitstopını yapıp sert lastiklere geçen Hamilton daha 10 tur bile geçmeden lastiklerinde baloncuklanma problemi yaşamaya başladı. Problem o kadar büyüdü ki, sol arka lastiğinde bir karış genişliğinde oyuk oluştu. Sorunu bir süre daha kontrol altında tutmaya çalışsa da geçen haftaki anıları henüz taze olan Mercedes riski göze alamadı ve 41. turda Hamilton’ı pite aldı. Yeni lastikleriyle herkesten 2 saniye daha hızlı turlar atan Hamilton Leclerc ve Bottas’ı zorlanmadan geçse de liderliği almaya yarış süresi yetmedi. 

            Yarış başında attığı spinin ardından zararı en aza indirmeye çalışan Vettel 11. sıraya kadar çıkmıştı. Yarışa sert lastikle başladığı için nispeten daha uzun bir ilk bölüm geçirmesini beklediğimiz Vettel 20li turların başlarında Ferrari tarafından pite çağrıldı. Döndüğünde Raikkonen’in arkasında ve trafiğin içinde kalan Vettel radyodan takımına veryansın etti. Ferrari ise bu görece erken pitstop çağrısının sebebinin Leclerc’e yol açmak olduğunu belirtti. Vettel’in daha uzun süre kalsa da Kvyat’ın önünde pitten dönmesinin mümkün olmadığını çünkü tur zamanlarının Kvyat’tan daha iyi olmadığını da ekledi. Evet Kvyat’la Vettel arasında pitstop süresi kadar zaman açmak gerçekten de zordu ancak tek pitstopla yarışı tamamlayabilme ihtimali varken Vettel’e 2 pitstop yaptırılmış oldu ve böylece olası 1-2 puan cepten uçtu. Ferrari’nin bu noktada takım emrini düşünmemiş olması da ilginç bir nokta. Vettel, Leclerc ile farklı stratejilerde olduğunun bilincinde olduğu için takım arkadaşına yol verebilirdi. Bunu hiç denemeyip direkt bir aracın yarışını çöpe atmak aslında Ferrari cephesinde çok da yabancı olduğumuz bir durum değil. 

            Yarışın tek yarış dışı kalan ismi ise Haas’tan Magnussen oldu. Startta 4 sıra birden kazanan Magnussen 10 turda pite girdikten sonra Latifi’nin önünde kendine yer bulabildi. 15. virajda dışarı taşıp tehlikeli bir şekilde Latifi’nin üzerine doğru aracını sürerek piste dönünce 5 saniye süre cezası da aldı. Daha sonra pite girip lastik değiştiren Magnussen 43. turda lastiklerin yarattığı titreşim nedeniyle aracı sürmek güvensiz hale gelince yarıştan çekildi. 

            70. Yıl Özel Yarışı gördüğünüz, okuduğunuz üzere öyle pist üzerinde tekerlek tekerleğe mücadelelerin yaşandığı, kalbimiz ağzımızda izlediğimiz bir yarış olmadı. Tam aksine pit duvarı ve pit ekibinin stratejik çalışmaları ve taktikleriyle kimilerini kazandığı kimilerinin kaybettiği bir yarış oldu. Bu arada Tifosilerin de Max Verstappen’e büyük bir teşekkür borcu olduğunu söylemem gerek. Ben de dahil çoğu insanın yüksek olasılıklı olarak gördüğü, Hamilton’ın Schumacher’in 91 yarış kazanma rekorunu Monza’da egale edip Ferrari’nin 1000. yarışına ithaf edilen Toskana GP’sinde kırmasının önüne Ferrari geçemese de Max Verstappen ve Redbull geçmiş oldu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder